RebeL Foruma Isınan Üye
Kayıt tarihi : 01/05/08 Cinsiyet : Zodyak : Mesaj Sayısı : 977 Yaş : 30 Nerden : İstanbuL Hobileri : Net, edebiyat, müzik, Resim, Gezmekk x) Lakap : meLoŞş (= Kişisel ileti : kendimize hüzünLer icat ettik... Ruh Hali :
| Konu: Ömer Hayyam 17.07.08 22:56 | |
| Ebul Feth Ömer bin İbrahime veya Ömer Hayyam (18 Haziran 1048 - 4 Aralık 1131), şair, filozof, matematikçi ve astronom.
Yaşadığı dönemin ünlü devlet adamı Nizamül-Mülk ve Hasan Sabbah ile aynı medresede eğitim görmüş ve hayatı boyunca her ikisi ile de ilişkisini koparmamıştır. Bazı kaynaklara göre Hasan Sabbah'ın Rey kentinden olduğu Nizamül-Mülk 'ünde yaşca Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah'tan yaşça büyük olduğunu belirtmektedir. (Kaynak: Semerkant-Amin Maalouf)
Bir çok bilim adamınca Batıni, Mutezile anlayışlarına dâhil görülür. Evreni anlamak için, içinde yetiştiği İslam kültüründeki hakim anlayıştan ayrılmış, kendi içinde yaptığı akıl yürütmeleri eşine az rastlanır bir edebi başarı ile dörtlükler halinde dışa aktarmıştır.
Hayyam 'Çadırcı' takma adını atalarının çadırcılık yapmasından almıştır. Ayrıca İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bir semte adını da vermiştir. Tarlabaşı bulvarında Sakızağacı ışıklardan başlayıp, Tepebaşına kadar inen caddenin adıdır.
Hayyam aynı zamanda çok iyi bir matematikçiydi Binom Açılımını ilk kullanan bilim adamıdır.
Hayyam, genelde şiirlerindeki eğlence düşkünlüğünün belirgin olmasından dolayı Rubâileri ile ünlenmiştir.
Eserleri; Hayyam, astronomi, cebir ve geometri ile ilgili birçok eser yazmıştır.
Fiil-Berahin Ala Mesail-Cebr Vel-Mukabele Risale fi Şerhi Maeşkale min Müsadereti Kitabı Oklides Muhtasar fit-Yab'iyat Risale fi Külliyetril-Vücud Risalet-il-Keun vet-Teklif Mükilat-ül hisab Mizan-ül Hikme Levazım-ül-Emkine Kitab-ül Şifa Risale Fiha el-ihtiyal li-marifati Midar-iz Zehep vel-fiddati-fi cismin mürekkebi Nevruz name Ravdat-ül-klüb Risale-in vücudiye
Bu dizeLerine bayıLdım yaa
Kim demiş haram nedir bilmez HAYYAM Ben haramla helali karıştırmam Seninle içilen şarap helaldir Sensiz içilen su bile haram... | |
|
hipeROCKtive Yeni Üye
Kayıt tarihi : 04/07/09 Cinsiyet : Zodyak : Mesaj Sayısı : 14 Yaş : 32 Nerden : yaLNızZca deLiLeriN yaşadığı bir yer var mı biLdiğiN?? Hobileri : tenis, gitar, kick boks, kitap... Lakap : DeNgesizZ Kişisel ileti : "Ne diyebiLirimki saNa,
varLığıN sırLarı sakLı seNdeN, beNdeN;
bir düğümki Ne seN çözebiLirsiN, Ne beN..
bizimki perde arkasıNda dedikodu;
bir iNdi mi perde,
Ne seN kaLırsıN, Ne beN.." Ruh Hali : Takım :
| Konu: Geri: Ömer Hayyam 05.07.09 9:13 | |
| Hiç, bildikleri hiçtir, bilmek istedikleri hiç,
Bak da gör şu cahilleri, kurulmuşlar tepesine dünyanın,
Onlardan değilsen şayet kâfir derler adama
Boş ver onları Hayyam, sen bak kendi yoluna.
Her gün biri çıkar, başlar, benim ben demeye,
Altınları, gümüşleriyle övünmeye.
Tam işleri dilediği düzene girer,
Ecel çıkıverir pusudan, benim ben, diye.
Ne diyebilirimki sana, varlığın sırları saklı senden, benden;
Bir düğümki ne sen çözebilirsin, ne ben...
Bizimki perde arkasında dedikodu;
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben...
Dünyada akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alın aklımızı:
Belki böyle beğenir bizi elalem!
Gece, gül bahçesinde ararken seni,
Gülden gelen kokun sarhoş etti beni;
Seni anlatmaya başlayınca güle
Baktım kuşlarda dinliyor hikayemi.
Bu uçsuz bucaksız dünya içinde, bil ki,
Mutlu yaşamak iki türlü insana vergi;
Biri iyinin kötünün aslını bilir,
Öteki ne dünyayı bilir, ne kendini
Bu varlık denizi nerden gelmiş bilen yok;
Öyle büyük bir inci ki bu büyük sır delen yok;
Herkes aklına geleni söylemiş durmuş,
İşin kaynağına giden yolu bulan yok.
Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
Kopup dallarından toprak olmadalar her gün.
Gönül dedi: Ben neyimki, bir damla sadece;
Ben nerde, görmediğim koca deniz nerde!
Böyle diyen gönül denize kavuşunca
Baktı kendinden başka şey yok görünürde
Gören göze güzel, çirkin hepsi bir;
Aşıklara cennet, cehennem, hepsi bir;
Ermiş ha çul giymiş, ha atlas;
Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir
Felek doğruyu eğriyi tartaydı,
Her işine güzel demek kolaydı.
Böyle mi yaşardı iyiler dünyada,
Evrenin özü doğru olaydı?
Gök yaban güllerini döküyor eteğinden
Bir çiçek yağmuruna tutuldu sanki çimen
Gül şarap dolsun kadehimin lalesine
Mor buluttan yere yaseminler düşerken
Sanki, gökler, denizlerce dolgunum;
İçime sığmaz oldu coşkunluğum;
Ak saçlarımla sarhoş ettin beni,
Kış ortasında bahar bulutluyum...
Geçmiş günü beyhude yere yad etme
Bir gelmemiş an için de feryat etme
Geçmiş gelecek masal bütün bunlar hep
Eğlenmene bak ömrünü berbat etme
Bir gün yıkılır saltanatın, yapma güzel;
Fırsat sana el vermiş iken, ver bize el.
Bir ülkeye benzer bu güzellik sonu yok;
Bir gün çıkar elden, hadi lütfetmeye gel!
| |
|