ıllılı.ıl.lı.. Yaz Yağmuru Forum ..ıl.lı.ıllılı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ıllılı.ıl.lı.. Yaz Yağmuru Forum ..ıl.lı.ıllılı


.•° | www.Yazyagmuru.biz | www.Yazyagmuru.net © °•.


 
PortaLAnasayfaSon Gönderilen MesajlarLatest imagesAramaGaleriKayıt OlGiriş yap
Similar topics

     

     Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi

    Aşağa gitmek 
    YazarMesaj
    YazYagmuru
    Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Genera10

    YazYagmuru


    Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 17/09/07
    Cinsiyet Cinsiyet : Kadın
    Zodyak Zodyak : Boğa Sıçan
    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 7272
    Yaş Yaş : 40
    Kişisel ileti Kişisel ileti : . . .
    Ruh Hali Ruh Hali : Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Melek10
    Takım Takım : Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Fenerb10

    Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Empty
    MesajKonu: Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi   Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Icon_minitime01.05.09 17:31

    Eğitimciler çocukların gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının geliştirilmesi çabası içindedirler. Her ne kadar kişilik gelişiminin insanın yaşamı boyunca süregeldiğini kabul etsek de, kişilik gelişmesi ve yapılanmasında temelinçocukluk döneminde atıldığı gerçeği geçerliliğini korumaktadır.
    Sosyal uyum üzerine yapılan çalışmalar, ailenin çocuk üzerindeki ilk etkilerinin son dereceönemli olduğunu göstermiştir. Aile tutumları ve anne-babanın ve ailenin diğer bireylerininçocukla olan etkileşimi, çocuğun aile içindeki yerini belirlemektedir.Çocuğayöneltilen davranış ve ona karşı takınılan tavır, ilk yaşantıların örülmesindebüyük önem taşımaktadır. Okul öncesi dönemde çocuk, sosyal birey olmayıöğrenirken aynı zamanda özdeşim yapacağı bir modele gereksinim duyar. Kişilikoluşumu için gerekli olan özdeşim, büyük olasılıkla aile içindeki yakın bir üyeile gerçekleşmektedir. Genellikle özdeşim nesnesi anne-baba olmaktadır, fakatağabey, teyze, hala, dayı ya da amca gibi aile içinden bir erişkin de özdeşimnesnesi olabilir. Bu üyelerin bozuk bir kişilik yapısına sahip olması halinde,olumsuz davranış örneğinin çocuğa yansıma olasılığı artmaktadır.

    Çocuk yetiştirmede ve ailenin çocuğa karşı tutumlarını belirlemede, anne-babatarafından çocuğun gelişim dönemlerinin özelliklerinin neler olduğununbilinmesi çok önemlidir. Çocuk erişkinin küçük bir modeli değildir. Çocuğuerişkinden ayıran bir çok özellik vardır. Çocuğun kanıtlanabilir en güçlütarafı ve üstünlüğü öğrenme güdüsüdür. Çocuk, Montessori`nin "emicizihin" diye adlandırdığı bir yetiye sahip olarak doğar. Kültür, töre,ülkü, duygu, davranış ve inançların "emilip" benimsenmesi, çocuğundoğumuyla altı yaşı arasındaki "emici zihin" döneminde gerçekleşir.

    Anne-babanın çocuğa ilişkin tutumlarını değerlendirirken, aile içindeki ilişkidinamiğini gözden geçirmek gerekir. Üç çocuk, anne ve babadan oluşan 5 kişilikbir ailede aile içi etkileşiminin kaç çeşit olduğu teke tek ilişkiler formulüile saptanabilir: 5 kişilik bir ailede X=n2-n= 20 çeşit ilişki mevcutdur. Bu,herkesin kendisinden başka 4 kişi ile ilişkiye girdiği anlamına gelir. Builişkiler çift yönlüdür. Gerçekte ilişkiler daha karmaşıktır. Yani; anne, anneolarak çocukları ile ilişkide, anne ve baba işlevleri gereği çocuklarlailişkide, kızlar ve erkekler birbirleriyle ilişkide gibi değişik ve karmailişkiler vardır. Gerçekte kuramsal olarak formül şöyle olmalıdır:X=1x2x3x4x5=120 çeşit ilişki aile içinde vardır. Beş kişilik aile, 6 kişi olsa,yani bir çocuk daha eklense, ilişki sayısı 120x6=720’e çıkar. Yani aile,ilişkiler yumağı şeklinde gözlemlenir.
    Olumlu veya olumsuz herkes birbiriyleilişkidedir. Aile üyelerinden birinin başarısı veya başarsızlığı herkesietkiler. Aile içindeki çatışmalar (kardeşler arası, anne-baba, anne-çocuk veyababa-çocuk çatışması v.b.) da aile içindeki herbir bireyi etkiler. Ancakçatışmaları önem sırasına koymak gerekirse, anne-baba çatışması ailenin tümbireylerini diğerlerine oranla çok daha fazla etkilemektedir. Aile için,anne-baba ilişkisi daha temeldir.

    OLUMSUZ AİLE TUTUMLARI
    Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarınıanlamak için aile tutum modeli yararlı bir yaklaşımdır.

    Çocuğun anne-babadan aldığı iki şey vardır: Sevgi ve Eğitim. Sevgi; kabullenme, koruma, kollama ve sevecenlik gibi bütün olumlu duyguları içerir. Eğitim ise;öğretilen herşeyi, verilen bilgileri, becerileri, yasakları, kuralları, inançları,değer yargılarını, görgü kurallarını ve insanın sosyalleşmesi için gerekli olantüm toplumsal değerleri kapsar.

    Olumsuz aile tutumlarında ailenin verdiği sevgi ya yetersiz veya aşırı, eğitimise gevşek ya da sıkı olmaktadır. Aşırı sevgi tutumunda, aile çocuğu sevgiyeboğucu, onu çok koruyucu ve aşırı kollayıcıdır. Bunun sonucu olarak çocuktabağımlılık ve güvensizlik gelişir. Çocuk karşılaştığı her olayda anne-babasınayaslanır, onlara güvenir fakat kendisine güvensizdir. Sevgi yetersizliği veyayokluğu sonucu ise, çocukta kendine ve çevreye karşı güvensizlik ve olumsuzduygular gelişir. Doğal olarak aşırı sevginin veya yetersizliğinin dedereceleri vardır. Sevgi yetersizliğinin en aşırı ucu, çocuğu terketmek veyakabullenmemektir. Yetersiz sevginin, aşırı sevgiye göre sonuçları daha ağırolmaktadır .

    Sıkı eğitim, çocuğa olur olmaz yasaklar koyma ve yaşanmaz kurallar ile çoçuğuyetiştirmedir. Sıkı eğitim ve disiplin uygulayan anne-babalar çocuğu kenditasarladığı bir kalıba göre yetiştirmek amacını güderler. Çocuk sıkı birdenetim altında tutularak en küçük yanılgı ve hataları gözden kaçmamakta,bunların önemle durulmakta ve düzelitmesi istenmektedir. Böyle aileler fizikselcezayı ön planda kullanmakta ve çocuklara kendilerini yönetme fırsatı vermemektedir.Bireyin kendine güvenini ortadan kaldıran, onun kişiliğini hiçe sayan birdisiplin yöntemi olan sıkı eğitim ile büyüyen çocuklar kibar, sessiz, uslu vedürüst olmalarına karşın küskün, çekingen, kolay etkilenebilen, huysuz ve aşırıhassas bir yapıya sahip olabilmektedir. Gevşek eğitimde ise “hoş gör, boş ver”anlayışı egemendir. Bu anlayışta “Her şeyi hoş gör; çocuktur her şeyi yapar;çocuk özgür olmalıdır; onun her dediğini yapın; ona sevgi verin yeterlidir”şeklinde yüzeyel ve asılsız öğretiler vardır. Bu tutumda çocuğun olumsuzdavranışları aşırı hoşgörü ile karşılanır. Aşırı gevşek tutumla yetiştirilençocukların bencil, sabırsız ve anlayışsız oldukları ileri sürülmektedir. Aşırıdenetim çocuğu pasifleştirirken aşırı hoşgörü çocuğun şımarmasına neden olmaktave olgunlaşmasını engellemektedir. Bazı ailelerde ise disiplin bulunmakta,ancak ne zaman ve nerede uygulanacağı belli olmamaktadır. Anne-babaların tutumuaşırı hoşgörü ile katı cezalandırmalar arasında gidip gelmektedir. Böyle birortamda büyüyen çocuk hangi davranışın ne zaman ve nerede yapılacağınıayırtedemez. Tutarsızlık, bir günün bir güne uymaması biçiminde olabileceğigibi anne-babanın birbirine çok aykırı ceza ve eğitim anlayışlarının olmasındanda kaynaklanabilir. Bu tutum sonucunda çocuklarda iç çatışmalar vehuzursuzluklargelişir, ardından dengesiz ve tutarsız bir yapının oluştuğugözlenir.

    OLUMSUZ AİLE TUTUM ŞEKİLLERİ
    1. Aşırı sevgi ve gevşek eğitim: Bu tutumu gösteren ailelerde sevgi, çocuğaşımartılacak derecede çok verilir ve disiplin yok denecek kadar azdır. Çocuktançok az şey beklenir. Bu tarz yetiştirilen çocuklar genellikle erişkinlikyaşamlarında sorumluluk taşımayan, hep alıcı bireyler olarak karşımıza çıkar.Burada verilen sevgi, aşırı vericilik ve aşırı koruyuculuk biçimindedir.Disiplin tarzları ise yalancı bir hoşgörü biçiminde görünürse de aslındaailenin güçsüzlüğünün ve yetersizliğinin bir sonucudur. Çocuk ne kadar büyümüşolursa olsun, aile ona ilk yıllarda olduğu gibi daima vermeye ve korumayaeğilimlidir. Böyle çocukların ileride, doyumsuz ve bencil olma olasılığıfazladır. Eğer aile varlıklı ise çocuğu bir süre daha doyurulabilir; çocukdayanaksız ve doyumsuz kaldığında ise alkol, kumar ve madde kullanımına başlamaolasılığı artar.

    Bazı anne-babalar otorite olmayı öğrenememişlerdir; bunlar çocuklarına gereklisınırlamaları koyamazlar. Bir kısım anne-baba ise katı baskı altındayetişmişlerdir. Kendi yaşamadıklarını çocuklarına yaşatmak isterler ve dolaylıolarak doyum sağlamaya çalışırlar. Ne var ki, sınırların katı ve dar olmasıkadar iyi çizilmemesi de çocuğun gerekli rehberlikten yoksun kalmasına nedenolur. Bu gibi çocuklarda başkaldırıcı ve toplumdışı davranışlar daha sıkgözlenir.

    2. Aşırı sevgi ve sıkı eğitim: Burada sevgi, aynı birinci tutumda olduğu gibiaşırı verici ve koruyucu bir davranışla sunulmaktadır. Ancak çocuğa bir bebekgibi bakıldığı halde, kendisinden beklenenler çoktur. Hiçbirşey esirgenmez;özel dersler aldırılır, çeşitli olanaklar sağlanır. Buna karşılık çocuktanileri düzeyde başarı beklenir. Bu tutumla yetiştirilen çocukların nevrotik olmaolasılıkları çok yüksektir. Bu beklenti, sevgi ile beraber sunulduğundançoğunlukla çocuklar tarafından kolay benimsenir ve benliğe sindirilir. Bazençocuk bu özellikleri çok sindirmiştir ve kendisini aşırı derecede kontrol eder;böylece acımasız bir üstbenliğe sahip erişkin olarak yetişir.

    3. Yetersiz sevgi ve aşırı disiplin: Sıkı eğitim vardır ve disiplin genellikleaşırı cezalarla uygulanır; en küçük şeyde cezalandırma (dayak, şiddet) yolunagidilir. Çocuk çoğunlukla aşağılanır ve horlanır. Böyle yetiştirilen çocuklardasaldırgan ve antisosyal davranışlara eğilim artar. Bu tür ailelerde büyüyençocuklar, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendilerini kabul ettirmekisterler ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorlanırlar.

    4. Gevşek eğitim ve yetersiz sevgi: Bu durum yoksul ve kalabalık ailelerdegözlenir. Çocuğa düşen sevgi ve ilgi payı azdır. Çocuğun eğitimi deyetersizdir. Böyle çocuklar "saldım çayıra, mevlam kayıra” anlayışı ileyetişir. Çocuk, kendi yolunu bulmaya çalışır. Böyle çocuklar pasif vedonukturlar. Bu tutumda da disiplinsizlik söz konusudur, ancak disiplinsizliğinburadaki nedeni sorumsuzluk ve ilgisizliktir. Sevginin yetersiz oluşu aşırıiticiliğe neden olur. Çocuk yeterli sevgi ve bakım görmez. Hazır olmadığıçağlarda bağımsızlığa zorlanır; bir an önce kendi kendisine yetmesi vekendisine bakması beklenir.
    Diğer Olumsuz Aile Tutumları

    a. Anne ve babanın tutumları arasında tutarsızlık: Bu tutumda, bir çocuğaannenin ayrı, babanın ayrı bir tutum izlemesi söz konusudur. Çocuğa konulansınırların sürdürebilmesi için anne-babanın davranışlarında tutarlı olmasıgerekir.

    b. Aile içindeki kardeşlere farklı tutumlar : Burada çocuklar arasındaayrımcılık vardır. Örneğin, kız çocukla erkek çocuk arasında veya yatağınııslatan çocukla diğer çocuklar arasında ayırım yapılır.

    c. Aile içi kutuplaşmalar: Aile içinde bazen klikleşmeler, aile içindeki birgrubun başka gruba ya da kişiye karşı çıkması, gizli anlaşmalar oldukça sıkgörülür. Bazen anne-baba çocuklara karşı, çocuklar anne-babaya karşı, bazen debir çocukla baba, bir başka çocukla anneye karşı kutuplaşabilir. Çocuk aileiçinde herkesin yüklendiği bir şamar oğlanı da olabilir.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    http://www.SerdarOrtac.biz
    YazYagmuru
    Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Genera10

    YazYagmuru


    Kayıt tarihi Kayıt tarihi : 17/09/07
    Cinsiyet Cinsiyet : Kadın
    Zodyak Zodyak : Boğa Sıçan
    Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 7272
    Yaş Yaş : 40
    Kişisel ileti Kişisel ileti : . . .
    Ruh Hali Ruh Hali : Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Melek10
    Takım Takım : Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Fenerb10

    Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Empty
    MesajKonu: Geri: Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi   Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi Icon_minitime01.05.09 17:32

    Sağlıklı tutum: Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel ögesi vardır; 1.Sevgi, 2. Disiplin. Kuramsal olarak en olumlu tutum, temel gereksinimleri enuygun biçimde karşılayan, kişide kendi kendisini doyurabilme yetisi geliştiren,iki temel ögeyi en sağlıklı biçimde ve oranda içinde bulunduran tutumdur.

    Disiplin, aile içindeki denge ve düzenin oluşturulmasında büyük önem taşır.Ancak disiplin toplumumuzda çoğunlukla "cezalandırma" ile eşanlamlıolarak değerlendirilmektedir. Her ne kadar kelime anlamıyla "katılık"ve "kuralcılık" gibi kavramları çağrıştırıyorsa da gerçek anlamdadisiplin, cezalandırma kadar ödüllendirmeyi de içerir ve çocuğun toplumauyumunu kolaylaştıran davranışın yönlendirilmesini amaçlar. Disiplin, çocuğaistenilen davranış ve alışkanlıkları öğretir, kendi kendini denetleme ya da içdenetim demek olan ahlak gelişimini sağlar. Disiplin, tutarlılık ve esneklikgibi temel ilkeleri içermelidir. Katı ve baskıcı disiplinle davranışıyönlendirmeyi amaçlayan anne-baba; çocuğun kendilerine karşı korku, öfke vekızgınlık içinde olmasına neden olur, çocuğa saldırgan olmayı ve sorunlarınışiddet yoluyla çözmeyi öğretir ve zayıf vicdan ve ahlak gelişimine yol açar.

    Araştırmalarda disiplin yöntemi olarak ödüllendirmenin ceza vermekten dahaetkili olduğu saptanmıştır. Disiplin hem yeteri kadar hem de çocuğun yaşınauygun olmalıdır. Kurallar açık olmalı ve uygulanabilmelidir. Ceza verilmesigerekiyorsa hemen uygulanmalı ve üstü örtülmemelidir. Ceza, çocuğun özüne değilde davranışlarına yönelik olmalıdır. Anne-babalar çocuklarına sevgi, anlayış, sabırve hoşgörü ile disiplin vermelidir.

    Anne-baba-çocuk ilişkilerini içinde yaşanan toplumun etkileri belirler. Türkaile ve eğitim sistemine bakıldığında, genelde otoriter, kısıtlayıcı, aşırıkoruyucu ve kontrol edici bir yapının ortaya çıktığı, çocukların saygılı,başeğici, pasif ve uysal kişilik yapısıyla biçimlendiği, kurallara uygundavranışlar ödüllendirilirken; aktif, sorgulayıcı, atılgan davranışlarıncezalandırıldığı görülmektedir. Başka bir deyişle, toplumumuzda çoğunluklapasif ve söz dinleyen çocuklar anne-babayla olumlu ilişkilere girmekte, kendigörüşlerini ifade edebilen aktif ve girişken çocuklar ise çatışma kaynağıolmaktadır. Hoşgörülü ve demokratik ailelerde büyüyen çocuklar, arkadaşları ileilişkilerinde daha etkin, daha girişken, yaratıcı fikirler ileri sürebilen vefikirlerini söyleme eğiliminde görülen çocuklar olmaktadır.

    Sevgi ve şefkat insan ruhunun üretebildiği en gönül okşayıcı duygulardır.Sevgi, övgü ve takdir insana değerli olduğu duygusunu verir; değerli olduğunuhisseden insan da çevresine değer verir. Hepimizin ortak amacı çocuklarımızınfiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı yetişmesidir. Bunda anne-babalarıntutumlarının etkisinin büyük olduğu gerçeği yadsınamaz. Anne-babalarınçocuklarına yönelik tutumlarının sağlıklı olması, büyük ölçüde onların kendiiçlerinde barışık, dengeli, huzurlu ve birbirlerine karşı sevgi ve saygılıolmalarına bağlıdır.


    Disiplin
    Çocukların gösterdiği uyum ve davranış sorunlarının nedenlerinden birisi deanababalarının onlara uygun sınırlar koymamalarıdır. Bazı ailelerde disiplinyok gibidir. Çocuğun tüm davranışları hoşgörüyle karşılanır. “Çocuktur yapar”,“O daha çok küçük yüklenmeyelim” düşünceleriyle çocuğa sınırsız haklar tanınır.Çocuk istenmeyen bir şey yaptığında anababa yumuşak bir şekilde “Yapma” measjıverir, defalarca aynı mesajı tekrarladıktan sonra ikna edici nedenler veaçıklamalarda bulunulur. Bu arada çocuk istediği şeyi yapmaya devam etmektedir.

    Bazı evlerde ise disiplin vardır ancak ne zaman, nerede uygulanacağıbelirsizdir. Annebabanın tutumu aşırı hoşgörü ile sert cezalandırmalar arasındagidip gelmektedir. Normalde izin verilmeyen bir davranış, anne babanınuğraşacak zamanı olmadığında ya da keyifleri yerinde olduğunda görmezliktengelinir. Çocuk nerede durması gerektiğini bilemez. Davranışlarını “Ne zamanyaparsam cezadan kurtulurum” sorusuna göre ayarlar.

    Anne babalar kendi ruh durumları, çocuğun yapısı ve çevre koşulları nedeniyleçocuklarına karşı tutarsız davranabilirler. Hiçbir evde her zaman tutarlı olmakmümkün değildir. Burada sözü edilen tutarsızlık sürekli devam edentutarsızlıktır. Birgün görmezlikten gelinen davranış, ertesi gün ağır cezagörüyorsa, annenin yaptığını baba bozuyor ya da babanın verdiği cezaya annekarşı çıkıyorsa, tutarsızlık gerçekten vardır. Tutarlı olmayan yaklaşım gevşekve katı tutumların tüm sakıncalarını taşır. Çocukların sorumluluk almalarınıengeller hem de onları aşırı deneme ve isyana teşvik eder.

    Tutarsız yaklaşım içinde annelerin sık başvurduğu yollardan birisi de acındırmayoludur. “Beni çok üzüyorsun”, “Sizin yüzünüzden hasta oldum”, “Beni birazcıkseviyorsan yapma” diyerek çocuğun söz dinlemesini sağlamaya çalışan annelervardır. Bu yolla çocuk endişelenir ama yine söz dinlemez hatta daha hırçındavranır.

    Bütün gün bağıran, azarlayan, söylenen anneler vardır. Çocuk davranışınıannenin ses tonuna göre ayarlamayı öğrenmiştir. Anne en yüksek ses tonuylabağırmadan söz dinlemez. Babaya şikayet etmek, babanın öfkesiyle korkutmak dadiğerbir tutarsız yaklaşım örneğidir. Akşam baba eve gelinceönce çocuklarınbütün gün yaptıkları anlatılır daha sonra “Bu seferlik affet babası bir dahayapmayacağına söz versin” denilerek babayla çocukların arasına girilir. Çocukuyarıların uygulanmayacığını öğrenir, ertesi gün aynı senaryo tekrar yaşanır.

    Uygulanması sakıncalı olan ama anababaların sık başvurduğu yöntemlerden biriside çocuğa küsmektir. “Konuşma benimle, ben senin annen değilim”, “Git başkaanne bul” cümleleriyle çocuğu yola getirmeye çalışmak ve bunu uzun süresürdürmek çocuğa küsmeyi öğretir. Çocuk tedirgin olur ve annenin kendisiylebarışması için elinden geleni yapar. Sonunda zaten vicdanı rahat olmayan annehiçbirşey olmamış gibi barışır. Bazen anne çocuk arasındaki ilişki küslüköncesinkinden daha yakın olur.

    Bir disiplin aracı olarak söz edilmesi uygun olmayan ama günümüzde halenuygulanmakta olduğu için üzerinde durulacak bir yöntem dayaktır. Dayak biranlık öfke ile başvurulan, çoğu kez amacını aşan bir cezadır. Öğretici değeriolmayan, etkisi kısa süren bir yıldırma yöntemidir. Dayak yiyen çocuklarçoğunlukla neden dayak yediklerini unuturlar. O gün babasının kendisinidövdüğünden yakınan bir çocuğa o gün neler olduğu sorulduğunda, olayıhatırlamadığını söyleyecektir. Aklında kalan tek şey dayak yemiş olduğudur.

    Disiplin, bir eğitim aracı olarak düşünüldüğünde korkutma, utandırma, gururunukırma gibi kavramlarla iç içe olmamalıdır. Disiplinin iki temel amacı vardır;Birincisi, çocuğa anlaşılır, kesin ve sınırları olan, güvenli bir ortamsunmaktır. Bu ortam çocuğun sağlıklı gelişimi için gereklidir. Disiplininikinci amacı ise, çocuğun kendi kendini yönetme yeteneği yani özdenetimkazanmasıdır. Çocuk denetim altında değilken de öğrendiklerini uygulayabilmeli,kurallara uymayı sürdürebilmelidir. Anababası yanındayken kurallara uyan, amadenetim kalkınca çığrından çıkan çocuk özdenetim yeteneği kazanmamış demektir.

    Bazı anababalar, disiplini, sorun olduğu zamanlarda başvurulacak uygulamalarolarak görürler. “çocuğum söz dinlemediği zaman ne yapmalıyım?”, “Bana vurduğuzaman ben de ona vurabilir miyim?”, “verdiğimiz hiçbir ceza işe yaramıyor, neyapacağımızı şaşırdık” ifadeleri bu bakış açısını tanımlar. Bu anababalar içindisiplin, acil durumlarda dokunulması gereken bir alarm düğmesidir. Böyle birdisiplin anlayışı eğitici değil cezalandırıcıdır. Önceden bir hazırlık yoktur,olay anında tepkisel yaklaşılır. Bu duruma gelmemek için disiplin, yaşamın birparçası olarak görülmeli, “sorunları önceden önlemek için neler yapmamızgerekiyor” sorusuna yanıt aranmalıdır.

    Anababaların etkili ve kesin sınırlar koyamamasının bir nedeni de çocuklarınınsevgisini kaybetme korkularıdır. Çocuklar anababanın bu korkusunu hissederlerve sınırlarla karşılaştıklarında onları sevmemekle tehdit ederler. “sen kötübir annesin, senden nefret ediyorum”, “çok acımazsızsın, beni hiç sevmiyorsun”gibi cümlelerle annebabaya geri adım attırmayı başarırlar. Hiçbir çocuksınırları isteyerek, memnuniyetle kabul etmez. Çocuğun kural koyan anababaya“Bu kuralları benim iyiliğim için koyduğunuzu biliyorum, iyi ki kurallarınızvar” demesini beklemek yanlıştır. Anababa olmanın zor taraflarından birisi dekonulan kurallar nedeniyle çocuğun kızgın olmasını tolore edebilmek ve geriadım atmamaktır. Çocuğuyla yakın ilişki kurmayı onunla “arkadaş” gibi olmaklakarıştıran anababalar da vardır. Arkadaşlık ilişkisinde eşitlik vardır,taraflar biribirlerine öneride bulunabilir, kararlar uzlaşarak alınır, yaptırımyoktur. Önerilen şey istenirse yapıluır, istenmezse yapılmaz. Oysa çocuklariçin evde tutarlı kurallar ve sınırlar koyan, sevgi ve destek veren bir anababagereklidir. Anababa sınırını koymalı, çok memnun olmasa bile uygulamaya devametmelidir.

    Disiplin İçin Önemli İlkeler
    1. Tutarlılık disiplin için en önemli ilkelerden biridir. Anababa çocuğu uygunolmayan bir isteğine birkaç kez “Hayır” dedikten sonra sonunda “Evet” diyorsa,çocuk ısrar etmesinin işe yaradığını öğrenecektir.

    2. Anababanın sözbirliği ve işbirliğ yapması disiplin için gereklidir. Anneçocuğa “Dışarı çıkmadan önce oyuncaklarını topla” dediğinde baba “Bırak gitsin,arkadaşları bekliyor” diyorsa çocuk işine gelen kuaralı dinleyecektir.

    3. Anababa davranışlarıyla çocuğa örnek olduğunu unutmamalıdır. Anne babaöğrettikleri kuralları kendileinin de sergiliyor olması gerekir. Kardeşinevurduğu için çocuğunu döven bir baba “kimsenin kimseye vurmaması gerekir”kuralını önce kendisi bozmuş olur. Çocuklar anababaların birbirilerine nasıldavrandıklarını gözlemlerler. Eşini sürekli eleştiren ya da ona alaycı birşekilde yaklaşan bir babanın yanında çocuğun kardeşine olumlu ve saygılıdavranması beklenemez.

    Anne babaların, çocuklarına karşı tutumlarını etkileyen başlıca faktörler şöylesıralanabilir:

    Anne ve babanın zihinlerinde nasıl bir çocuk istedijkleri konusunda, dahadoğumdan önce hayali bir çocuk kavramı oluşur. Dünyaya gelen çocuk, anne vebabanın beklentilerine uygun ıolmadığı takdirde, oluşan kırıklık sonucu, annebabada red etme tavrı gelişir.

    Toplumun kültürel değerleri, çocuklarını yetiştirme konusunda anne-babalarıntutumlarını etkiler.

    Çocukların sayısı, cinsiyeti ve kişilik özellikleri anne-babanın tutumlarınıetkiler (uyaran çocuk anne-babanın dikkatini daha çok çeker, kendisiyleilgilendirir).

    Bütün bunların dışında, anne-babanın kendi çocukluk yıllarındaki deneyimleri,şimdiki tutumlarında etkili olabilir. Çocukluk yıllarında kendi anne babasıylasağlıklı bir etkileşim kuramayan, yeterli sevgi göremeyen bir baba ya da gençkızlık yıllarında aşırı baskı altında büyümüş bir annenin tutumları, bu kötüdeneyimler nedeniyle olumsuz olabilir.

    Yine aile içinde eşler arasındaki ilişki, çocuklara karşı takınılan tavrıetkileyen bir başka faktördür. Örneğin, eşiyle anlaşamayan, mutsuz bir anne,tüm sevgisini çocuğuna vererek onunla aşırı derecede bütünleşebildiği gibi, tamtersine, saldırgan bir tutuma da bürünebilir.
    Sayfa başına dön Aşağa gitmek
    http://www.SerdarOrtac.biz
     
    Aile Tutumları ve Çocuk Gelişimi
    Sayfa başına dön 
    1 sayfadaki 1 sayfası
     Similar topics
    -

    Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
    ıllılı.ıl.lı.. Yaz Yağmuru Forum ..ıl.lı.ıllılı :: (¯`·.(¯`·.(¯`·. KüLTüR .·´¯).·´¯).·´¯) :: Genel Kültür :: Eğitim-
    Buraya geçin: