Geçenlerde bir kitap okudum. Ünlülerin ve özellikle politikacıların dili ne kadar yanlış kullandıkları örnekler verilerek anlatılıyordu kitaplarda. Eleştirilenlerden bazıları, sanırım diğerleri de aynı düşünüyordur, kendilerine sanatçı olmadıklarını, dolayısıyla bu tür hataların hoş görülmesini gerektiğini savunuyordu. Ne garip ne geçersiz bu mazeret bu.
Toplumda nedense doğru ve güzel konuşmanın sanatçılara özgü olduğuna dair yanlış bir kanı var. Elbette herkesten güzel yazması beklenemez; bu sanatçılara özgü bir yetenektir. Ancak güzel konuşma hele doğru konuşma bilim adamından öğretmenine, öğrenciden sporcuya kadar herkesten beklenir. Herkes ana dilini iyi bilmeli, doğru kullanmalıdır.
Peki insan konuşmayı, dili doğru öğrenmeyi nereden öğrenir?.. Konuşmayı öğrendiği ailesinden, çevresinden, şimdilerde ise ailenin çok sesli bir bireyi sayılan televizyonda yada radyodan… Oysa bunlar bize doğru ve güzel konuşmayı öğretmekten uzak ki …Çoğu programa İngilizce söyleyişlerin harfi harfine aktarılmasıyla oluşan garip bir dil hakim “Bu, Türkçe de nasıl söylenir?” diye düşünülmeden aktarılan anlamlar, yanlış kullanılan sözcükler, dilin özünü oluşturan dil bilgisi kurallarını hiçe sayan yanlışlıklar…
Bir dili konuşan herkes o dilin inceliklerini tamamıyla sözcükleri yerli yerinde kullanmalıdır. Çünkü dil sonuçta bir anlaşma aracıdır ve bu aracı sanatçılar kadar mühendisler, doktorlar, sporcular kulanda kullanıyor. Eğer antlaşmayı uygar bir toplumun bireyleri gibi sağlayamayacaksak, İlker topluluklardan ne farkımız kalır.
Şimdi bir çoğunuz: “Tamamda televizyonlar, radyolar bunun bilincinde değilse biz doğru bir dili nereden öğreneceğiz?”diye düşünmüş olabiliriz.Cevap:kitaplardan…Hele hele Türkçecin tadına varmış dilin en güzel söyleyişlerini yakalamış yazarlardan şairlerden..çok değil trende, otobüste,vapurda geçirdiğiniz vakti kitap okumakla değerlendirseniz , inanın, hem düşüncenizde hem dilinizde güzel gelişmelerin olduğuna tanık olacaksınız...
Kendinize bir güzellik yapın, kitap okuyun..